Çıralı

online rezervasyon

Çıralı'nın Öyküsü



Binlerce yıllık Olympos antik kenti kalıntıları, çam, sedir, sandal ağaçlarıyla kuşatılmış orman, uzun sahil şeridi, tertemiz berrak Akdeniz suları, doğal soğuk kaynak sularıyla kıvrılıp Akdeniz’e ulaşan dereler, Zeus’un hikayeleriyle bezenmiş görkemli Tahtalı dağı, portakal, limon nar bahçeleri, çiçek kokuları ve kuş cıvıltıları, sahile yumurtlamaya gelen caretta caretta kaplumbağaları ve küçük sevimli tatil mekanlarııyla dünyanın en güzel, hala bakir kalmış, nefes kesici tatil yörelerinden biri Çıralı.

Tarih kokan bu şirin köyün sahili Olympos Antik şehrine de ev sahipliği yapmaktadır. Olympos İ.Ö. II. yüzyılda kurulmuş bir liman kentidir. İ.S. XV. Yüzyıla kadar varlığını korumuştur. Çıralı’dan yapacağınız keyifli ve kısa bir yürüyüşün ardından bu gizli antik şehri keşfedebilirsiniz.

Antalya’nın Kemer ilçesine bağlıdır, Olympos Milli Parkı içerisinde yer alır. Taşlık ve kumlardan oluşan 3,5 km uzunluğundaki sahil, iki ucunda kayalıklarla çevrelenmiştir. Olympos Dağı diğer adıyla Tahtalı dağı (2360m) tüm ihtişamıyla ilerde yükselmektedir. Sıcak güneşli bir bahar gününde karlı Tahtalı dağı manzarasını seyredip denize girmek büyük bir keyiftir.

Ulupınar deresi ve kanyonu, Likya yolu, Olympos, Yanartaş’la birlikte, sedir ormanları, yaylaları ile 1. ve 2. dereceden doğal ve tarihi sit alanı koruma statüleri sayesinde yakınlardaki benzer alanlarda oluşan büyük çaplı turizm ve yapılaşmadan uzak kalmıştır.

Çıralı, bulunduğu konum nedeniyle; ören yeri ve antik şehirleri barındıran, yürüyüş parkurları ile 1-2 saat süren yolculuklarla yeni yerler keşfetmeye olanak sağlayan Akdeniz’in tarihi cennetidir.

Çıralı Türkiye’in önemli organic tarım yapılan yörelerinden biridir. Ulupınar Çevre Koruma, Geliştirme ve İşletme Kooperatifi, yörede ekolojik tarım ve organik tarım konusunda faaldir. Portakal, limon, avakado, nar, domates başta olmak üzere birçok sebze ve meyve yetiştirilir, Türkiye’nin önemli merkezlerine gönderilir.

Yöre halkı geçimini genelde pansiyonculuk ve küçük çaplı tarımsal işletmelerden sağlamaktadır.

Yörede tipik Akdeniz iklimi hakim. Kışın ısı neredeyse sıfırın altına hiç düşmez. Yağış kışın boldur. Uzun bir bahar döneminin ardından, oldukça sıcak ve nemli bir yaz hüküm sürer. Sıcaklık Temmuz ve Ağustos’ta 45 dereceye kadar ulaşır.

Dağın içinden sızan doğal gazların yanması sonucu yıllardır sönmeyen ateşiyle varlığını koruyan ve köye ismini veren Yanartaş Khimaira görülmeye değer bir doğa harikasıdır. Her sabah sönmeden doğan güneşi selamlayan Khimara’nın mitolojik öyküsü dinlemeye değerdir.


Yanartaş Khimaira’nın Mitolojik Öyküsü



Yunanistan'a bağlı Argos'ta, Bellerophontes adlı tanrısal güzellikte bir delikanlı yaşarmış. Uçan at Pegasos'a sahip olmayı çok istediğinden dağ bayır demeden günlerce Pegasos'un peşinden koşturmuş ama muvaffak olamamış. Birgün tanrılar, rüyasında, uçan ata nasıl sahip olabileceğini bildirmişler. O da tanrıların istediği şekilde atın su içtiği bir anda kendine verilen altın gemle ata sahip olmayı başarmıştır.

Ancak Bellerophontes birgün yanlışlıkla birisini öldürür. Bundan dolayı Argos'tan ayrılıp Tiryns kralı Proitos'un sarayına sığınır. Kraliçe bu yakışıklı gence çok geçmeden aşık olur. Onunla sevişmek ister. Fakat Bellerophontes konuk olduğu evin sahibine saygısızlık etmek istemez ve kraliçenin arzusunu geri çevirir. Kraliçe de kocasına yalan söyleyerek gencin kendisinin zorla koynuna girmek istediğini ileri sürerek ondan intikam almak ister. Kral öfkelenir ise de konuğunu öldürmek istemez ve onu öldürtmek için kayınbabası olan Lykia kralına bir mektupla birlikte gönderir.

Bellerophontes Lykia'ya ulaşır. Kral onu Xanthos nehri yakınında karşılar ve dokuz gün misafir eder. Dokuzuncu günde damadının gönderdiği mektubu alır ve öldürülmesi gerektiğini anlar. Ancak o da öldüremez ve Khimaira'nın öldürmesini ister. Böylece ondan kurtulmayı düşünmüştür. Khimaira önü arslan arkası yılan, ortası keçi olan ve ağzından alevler saçan garip bir yaratıktır. Bellerophontes tanrıların isteği ve kanatlı atı Pegasos sayesinde Khimaira'yı yere serer. Kral, Bellerophonhes'e daha birçok zor işler vermişse de o hepsinin hakkından gelmiştir.

Bunun üzerine kral onun tanrı soyundan geldiğine inanarak ona birçok armağanlar verir ve kızıyla evlendirir. Bellerophontes Poseidon soyundan gelmektedir. Bu evlilikten üç çocuğu olur, bunlardan kızı Laodameia, Zeus ile sevişir ve bu sevişmeden Sarpedon doğar. Sarpedon büyüyünce Lykia kralı olur. Troya savaşına katılır.

"Ben ta uzaklardan geldim yardıma Anaforlu Xanthos'tan geldim, uzak Lykia'dan....."
diyerek savaşta geri kalanlara çıkışır ve birçok kahramanlık gösterdikten sonra Akhilleus'un silahlarıyla savaşan Patroklos tarafından öldürülür. Son nefesini verirken de vazifesini Glaukos'a devrederek ölür. Zeus oğlunun ölüsünü Lykia'ya götürmesi için Apollon'a emir verir.

İşte böylece yer altı yaratıklarından Typhon ile Ekhidna'nın birleşmesinden doğan Khimaira, bugün Çıralı ve Yanartaş denilen Olympos'tan görülen dağda yaşarmış. Belerophontes'in uçan atı Pegasos'a binerek öldürdüğü Khimaira son nefesini verirken bile ağzından alevler çıkıyormuş. Bugün tabii gazların kayalar arasından çıkıp yanması işte bu efsane ile birleştirilir.


Olympos Antik Kenti



Olympos İ.Ö. II. Yüzyılda kurulmuş bir liman kentidir. İ.S. XV. Yüzyıla kadar varlığını korumuştur. Olympos, antik Likya medeniyetinin en önemli şehirlerinden biri olmuştur. Şehrin temelleri eski Helenistik dönemde, MÖ. 300 civarında inşa edilmiştir. Büyük İskender'in fetihlerine ilk başladığı yıllarda kış aylarını, Olympos'a komşu bir liman şehri olan Phaselis'te geçirdiği bilinmektedir. Olimpos'un tarihi kayıtlarda izine ilk defa MÖ. 78 yılında, Sicilya'daki Roma Valisi Servilius Vatia'nın zamanın en büyük korsanı Zenicetes'i deniz savaşında yendiği sene rastlanır. Gemilerini Porto Ceneviz ve Sazak'ın gizli limanlarında saklayarak civardaki tüm kıyı şeridini hakimiyeti altına alan Zenicetes, Olympos'u da kendisine kale yapmıştır. Şehir yeniden Roma hakimiyetine geçtikten sonra "ager publicus" (satışa çıkarılmış veya kiralık olarak verilecek Roma mülkü) olarak ilan edilmiştir. Korsanların, Pers tanrısı Mitras için garip kurban törenleri ve gizli ayinler düzenledikleri söylenmektedir. Mitras, o yıllarda doğu ülkelerinin birçoğunda yaygın olarak inanılan Pers mitolojisinde saf ruh ve ışık tanrısıdır. MS. 43 senesinde Likya, Roma İmparatorluğuna katılmıştır. Olimpos şehrinin koruyucusu, Yunan Tanrısı Hephaistos için festivaller düzenlenmiştir. İmparator Hadrianus'un MS. 130 senesinde şehri ziyaret ettiği de kayıtlarda yer almaktadır. Olympos, Roma İmparatorluğu Hristiyanlaşma süreci içerisindeyken bir piskoposa ev sahipliği yapmıştır. 3. yüzyıldan itibaren korsanların sürekli olarak şehre saldırmaları sonucu şehrin nüfusu yavaş yavaş azalmış ve şehir eski önemini kaybetmiştir. 11. ve 12. yüzyıllarda şehir Cenevizliler, Venedikliler ve Rodos Şovalyeleri tarafından yeniden inşa edilmiş ve haçlı seferleri sırasında ticaret limanı olarak kullanılmıştır. Olympos şehri, Osmanlı Donanmasının 15. yüzyılda doğu Akdenizi hakimiyeti altına aldığı sıralarda terkedilmiştir.

Olympos Antik şehri adını, eskiden Olimpos Dağı olarak bilinen Tahtalı dağından alır. Tahtalı Dağı şehrin 10 km kuzeyinde bulunmaktadır ve eteklerinde bugün Yanartaş adıyla bilinen, hiç sönmeyen ateşi barındırır.


Caretta Caretta Kaplumbağaları



Sini kaplumbağası (Caretta caretta), denizlerde yaşar. Yumurtlamak haricinde karaya hiç çıkmaz. Sırt tarafı kırmızımsı kahverengi alt tarafı ise beyazımsı açık sarı renklidir. Bacakları yüzmeye yarayacak biçimde kürek biçimi almıştır ve dış kenarlarında en fazla 2 tırnak bulunur. Oksijeni havadan almasına rağmen uzun süre su altında kalabilir. Yumurtalarını gece kumsallarda açtıkları çukurlara gömerler. Bir defasında 100 yumurta bırakabilir (162'ye kadar tespit edilmiştir). Yavrular 2 aylık kuluçka döneminden sonra gece vakti yumurtadan çıkarak denize giderler. Akdeniz sahillerine yayılmıştır. Kabuk boyları 1 metre kadar büyüyebilir. Balıklar, kabuklular ve su canlıları (özellikle deniz anaları) ile beslenir. Yaklaşık 106 milyon yıldır yeryüzünde olduklarını düşünülmektedir. İnsanoğlunun yerleşme ve çoğalma kapasitesi sayesinde bugün sayıları giderek azalmaktadır. Nesli tükenme tehlikesi altında olduğu için koruma altındadır.

Villa Lukka, Ulupınar Köyü, Çıralı, Kemer, Antalya, Türkiye +90 242 825 73 76 / +90 533 650 92 50
Copyright © 2011 - 2015 / Tasarım Ajansweb
Karakuş Restoran